Joker




Başarısız bir komedyen olan Arthur Fleck'in hayatını anlatan filmde, Arthur'un zamanla kendi kimliğinden uzaklaşarak Batman'in baş düşmanı olan Joker'e bürünmesine de değiniliyor.
Toplum tarafından dışlanan bir adam olan Arthur, hayatta yapayalnızdır. Sürekli bir bağ kurma arayışında olan Arthur, yaşamını taktığı iki maske ile geçirir. Gündüzleri geçimini sağlamak için palyaço maskesini yüzüne takan Arthur, geceleri ise asla üzerinden silip atamayacağı bir maske takar.
Babasız büyüyen Arthur'u en yakın arkadaşı olan annesi "Happy" adıyla çağırır.  Bu lakap onun içindeki acıyı gizlemesine yardımcı olur. Ancak maruz kaldığı zorbalıklar, onun gitgide topluma aykırı bir adam haline gelmesine neden olur. Yavaş yavaş psikolojik olarak tekinsiz sulara yelken açan Arthur, bir süre sonra kendisini Gotham Şehri'nde suç ve kaosun içinde bulur. Zamanla kendi kimliğinden uzaklaşıp joker karakterine bürünür.

Tüm duyguların iç içe geçtiği filmde, kahkahalarla gülmek ve hıçkırarak ağlamak arasında sadece 1-2 damla gözyaşı var. Daha fazla delirmemek için yardım dileyen, buna rağmen dipsiz bir yalnızlığa çekilen joker'in çaresizliği adeta film boyunca içime oturdu.

"Hayatımın bir trajedi olduğunu düşünürdüm, şimdi fark ediyorum ki komediymiş."

121 dakika boyunca izleyicide merak ve gerilim duygusunu her daim canlı tutmayı başarıyor.
Venedik Film Festivali'nde Altın Aslan Ödülü alan ve 8 dakika boyunca ayakta alkışlanan film, bu önemli karakteri olabildiğince yalın, akıcı ve etkili bir şekilde anlatıyor.
Joker; sisteme başkaldıran, yaptıkları sebebiyle nefret uyandıran bir karakter. Kötü karakterler iyi işlendiğinde ve hakkı verildiğinde yapımlara değer katar. Bu rol için neredeyse kilosunun yarısını veren Joaquin Phoenix'i ayrıca tebrik etmek lazım. Film boyunca duygu değişikliklerini hem beden hem de bakışlarla çok iyi yansıtıyor. Oscar'ı alır mı bilemem ama bence yılın en iyi performansına imza atmış. 
Aslında Joker bana göre; zenginleri öldürün, yağmalayın mesajı vermek yerine adil olun, eşit davranın, sizden farklı olanları yok saymayın, onlara yardımcı olun ve onları görmezden gelmeyin demek istiyor.

Ve bir Mine Söğüt yazısı ile yazımı noktalamak istiyorum. Joker'e farklı bir bakış açısıyla yaklaşmış;

Joker filmi sandığınız gibi iyilerin kötülere karşı haklı isyanını anlatmıyor

Ezilenlerin uğradıkları zulüm karşısında güçlenip bir gün egemen hale geleceğinden bahsetmiyor.
Yoksulların, mazlumların, ahı alınanların sabrının gün gelip fena taşacağı mesajını vermiyor.
Kötülerin cezalarını eninde sonunda bulacaklarını müjdelemiyor. Kapitalist sistemin yıkılacağını, düzenin altüst olacağını göstermiyor.
Aksine...
O film sizi. bunların asla olmayacağına ikna etmek için kurgulanmış bir masalın kabusundan kaldırarak, etkisiz hale getiriyor.
Çoktan vazgeçtiğiniz isyan enerjinizi sahte bir mutlulukla bileyerek iyice körleştiriyor.


Öyle ya da böyle ben filmi beğendim hatta stres altına girdiğinde attığı kahkahayı her gördüğümde "seni o kadar iyi anlıyorum ki" deyip sarılasım geldi Joker'e.

İzlemeyen varsa izlesin tavsiye ederim, sinemadan çıktıktan sonra filmin etkisiyle bir müddet beynimin uyuştuğunu hissettim.








Yorumlar

Popüler Yayınlar