Ben İyiyim Ama Biz İyi Değiliz!




Depremin ilk şokunu üzerimden anca atabildim. Günlerdir doğru düzgün uyuyamadığım gibi sürekli ağlıyorum, psikolojim gerçekten çok kötü durumda. Tarih 30.10.2020 saat 14:51'de Karşıyaka Çarşı'da(bilmeyenler için son derece kalabalık bir yerdir) yakalandım depreme. Hiç bitmeyecek gibi dipten gelen korkunç bir sarsıntıydı, normalde deprem fobim yok ancak bu kez elim ayağım titreyerek olduğum yerde kaldım. Daha önce çok defa depremi yaşamış bir kişi olarak bunun hiçbirine benzemediğini işte o an anladım. Yukarıdan parçalar düşmeye başladığında evdeki ailem ve sevdiklerimden başka bir şey düşünemedim. Annem deprem korkusunu çok yoğun yaşayan babam anneme oranla kısmen daha sakin kalabilen insanlar "Allah'ım onlara bir şey olmasın ne olur!" diye paniklemeye başladığımı hatırlıyorum. Etrafımda çığlık atıp "çocuğum evde yalnız" diye bağıran anneler, karnını tutup ağlamaya başlayan hamile kadın, elindeki poşetlerle olduğu yere çökmüş şok geçiren yaşlı bir teyze ve ne olduğunu anlamlandırmaya çalışan kasketli amca, hıçkırarak ağlayıp annesine sarılan çocuklar ve dehşet içinde koşuşturan insanlar vardı. Evimizle çarşının arası normalde 10-15 dakikadır ben koşarak 5 dakikada eve gelmişim fark etmedim bile... Neyle karşılaşacağımı bilmeden o kapıyı açıp içeriye girdim. Annem dua edip ağlıyor babam da onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Çok şükür evimiz sağlamdı ve kimseye bir şey olmamıştı. Kırılan, devrilen eşyaları toparlayıp temizlerken depremin kaç şiddetinde olabileceğini tahmin etmeye çalışıyordum. 

İzmir Seferihisar açıklarında 6,6 büyüklüğünde deprem: 58 can kaybı,  930 yaralı

Ege Denizi'nde merkez üssü İzmir'in Seferihisar ilçesi açıkları olan depremde can kaybı 58'e yükseldi. Yaralı 930 vatandaştan 702'si taburcu edilmiş olup 228 vatandaşın tedavisi devam etmektedir. İzmir'de halen 8 binada arama kurtarma çalışması yürütülmektedir. 
Kaynak: https://izmir.afad.gov.tr/izmir-seferihisar-depremi-duyuru-38-01112020---1500

Yıkıcı depremin ardından Sığacık mahallesini vuran Tsunami sonrasında denizdeki yüzlerce tekne açığa sürüklendi. Kale içinde bulunan tüm dükkanlar ise sular altında kaldı. Binlerce turistin uğradığı tatil yöresi sessizliğe büründü.

Gelen haberler bu yönde ölü sayısı artıyor göçük altında kalanlardan bir de arkadaşımın ablası ve yeğeninin olduğunu öğrendim acım ikiye katlandı. Cuma gününden beri sürekli artçılar yokluyor; endişeli, yorgun ve huzursuz hissediyorum kendimi.
İnsanların enkaz altından çıkarılmaları için verilen mücadeleyi tv önünde ya da internetten izleyerek öylece beklemek nasıl bir çaresizlik? 
Depremi bu kadar yakından acısını da böylesine derinden yaşarken bir de sosyal medyadaki andavalların yazıp çizdiklerine sinir olup içerledim. Ulusal bir acıda bile birleşemeyen, biz olamayan bir güruh var maalesef! İnsanlığını ve vicdanını kaybetmiş bu zavallılar için diyebileceğim tek şey sınanmadığınız bir acı için konuşmanız ya da yorum yapmanız çok kolay. Allah sizi ıslah etsin.

İşini doğru yapmayan aç gözlü müteahhitler, denetim zafiyetindeki her türlü kurum ve "işini sağlam yap pazarlık sonraki konu" demek yerine "bana 1 daire daha fazla ver" diyen mal sahibi hepiniz üst üste konup aynı binada çökseniz sorun değil de sizin gibiler yüzünden masumlar ölüyor, nice hayaller ve yarınlar yerle bir oluyor. Sebep olduğunuz travmaların, yarım kalan hayatların vebali boynunuza...


Deprem Çantası

Uzmanlar doğru bir şekilde hazırlanan ve muhafaza edilen deprem çantasının hayat kurtaracağını belirtiyor.

- Yüksek kalorili, vitamin ile karbonhidrat içeren hemen bozulmayacak gıdalar

-Tüm aile üyelerini düşünerek çantanın içinde su bulundurmak

-Sürekli kullandığınız ilaçlar

- Konserve

- Düdük

- Islak Mendil

- El Feneri

- Çok amaçlı çakı

- İlk yardım çantası

- Para

- Kıymetli evraklar

- Giysi

- Ayakkabı

- Çadır

- Battaniye

Takip ettiğim kadarıyla giyilmemiş kıyafet, kuru gıda kolisi, su, battaniye, maske, hijyenik ped, dezenfektan, çocuk bezi, ısıtıcı, oyuncak gibi ihtiyaçlar da söz konusu. 
(Sosyal medya üzerinden pek çok yardım ve dayanışma dolu mesajlar da geliyor Allah herkesten razı olsun.)


Ben İyiyim Ama Biz İyi Değiliz

Bakmayın siz ülkenin 3. büyük şehri, nüfusun azımsanamayacak kadar çok olduğuna, hepimiz bir şekilde tanırız biz İzmirliler birbirimizi.
Yeni biriyle konuşmalarımızda 3. dakikaya kalmaz hadi ya sen onun kuzeni misin, yeğeni misin, arkadaşı mısın diye cümleler kurulur. En az 2-3 ortak tanıdık çıkmıştır. Ondan sonra da sohbet 40 yıllık tanışır gibi devam eder.
Hatta abartmıyorum ülkenin neresine giderseniz iş için, tatil için 2 İzmirli denk geldiyse 3 dakikaya en az 10 tanıdık çıkarır. Bu İzmirlilerin hepsi bir şekilde tanışıyordur.
Bu enkazların altındaki benim değilse kardeşimin, onun değilse kuzenimin ya da bir arkadaşımın arkadaşı, kardeşi, eşi, annesi... Hepsiyle kesişen bir tanışıklığımız vardır İzmir'de.
bir gözümüz canlı yayınlarda, bir gözümüz telefona gelen bilgi mesajlarında, aklımız, dualarımız kurtarılacaklarda, hastanedeki yaralılarda, kalbimiz kaybettiklerimizde...
Sürekli soruyorsunuz ya nasılsın diye...
Ben iyiyim ama biz iyi değiliz!

Son kişi de çıkana kadar hepimiz enkaz altındayız.


Kızgın olsan da affet, konuşabilme imkanın varken susma. Bir şeyleri değiştirme imkanın varsa bekleme. Sevdiklerinin, seni sevenlerin kıymetini bil. Ölüm var, her defasında bunu kendimize hatırlatmayı unutmasak mı? Çünkü hayat gerçekten çok kısa.


Ve son olarak; bu zor süreçte arayan soran, mesaj atan, varlığını bir şekilde dibine kadar hissettiren herkese çok teşekkür ederim. İnsan dostunu, düşmanını böyle zamanlarda daha net anlıyormuş.

Geçmiş olsun İzmir'im, güzel memleketim, yaralarımızı birlikte saracağız inşallah.










Yorumlar

Popüler Yayınlar