2022 Kapıyı Çalınca



Öncelikle Boyoz diyarı İzmir'den selamlar,

Koskoca 1 yılı geride bırakmaya saatler kala geleneksel yeni yıl yazımı yazmak için yine kolları sıvadım.

Kolay bir yıl değildi. İyisiyle ve kötüsüyle, başlangıç ve bitişleriyle bu sene benim için gerçekten ilginç ve zordu. Kabullendim, vazgeçtim, uzaklaştıkça kendimi buldum, buldukça anladım. Kendime ve hayatıma farklı renkler de kattım. Katabildim. Ne mutlu! Geçmişe minnettarım, güzel insanlar tanıdım, yeni hisler, anılar biriktirdim. Mutsuzlukları, mutsuz edenleri affettim çok zor olsa da... (herkese ve her şeye rağmen affettim, aslında onları Allah'a havale ettim) şöyle bir söz okudum geçenlerde; "benden çaldıklarınızı geri almakla uğraşmak yerine onların yerine daha iyisini koyacağım, bu da benim intikam alma şeklim; yoluma bakmak, daima önüme bakmak."

Her şey, her zaman iyi değildi ama iyi tarafından bakmayı öğrendim. Güçlü olmaya çalıştım. 2021 her şeye rağmen seni sağ salim bitirdim. 

Olduramadıklarım da oldu, gitmek isteyip gidemediğim yerler de oldu. Annem iyi işte gülümsetiyor, babam iyi, ailem sağlıklı sevindiriyor.

İnsan otuzundan sonra yalnızlaşmaya başlar diye bir söz duymuştum. Her şeyden ve herkesten uzaklaştığım da oldu, hayallerime el salladım, seçen oldum yeri geldi seçilen, itilen olduğum kadar iten de oldum ama teslim de oldum. Bir de "o" bana her "bi tanem" dediğinde yine eriyip gülümsedim. Hayat gerçekten güzel bir yer mi hissetmeye başladım, elimi tuttuğunda umutlandım.




Bu yılbaşı hayatımda ilk kez Kokina aldım. Anlamını bilmeyenler için; Kırmızı ve yeşilin mükemmel uyumunu yansıtan Kokina çiçeği (kokoş der gibi) İstanbul Rumları'nın yeni yıl süslemesi olarak kullandığı bir bitkidir. Kırmızı anlamına gelen Kokina'nın şans ve mutluluk getireceğine inanılır.


Öte yandan olmak istediğim yerde olamadığım için her yerden gitmek istediğim de oldu hem de olabildiğince uzağa... Sanki kafamdakileri kendimle götürmeyecekmişim gibi durmadan cam kenarı bir koltukta gitmek istedim, istiyorum ne yalan söyleyeyim.


Gelelim yeni yıl dileklerimize;

Yeni yılda çok sevip çok sevilelim, sabahları sağlıkla ve mümkünse sevdiğimizle uyanmanın huzurunun tüm günlerimizin üzerini yumuşak beyaz bulutlar gibi kapladığı bir yıl olsun.

Kendimize ve sevdiklerimize ayıracak kadar parayı ezilip büzülmeden kazanacağımız bir yıl olsun; fazlası da olsun ki başkalarını mutlu etmek için harcayabilelim.


Pandemisiydi, ekonomik kriziydi derken bu yılda da alışveriş yaparken tahmin ediyorum her birimiz birer matematik profesörü oldu zaten.



Her sabah sağlıklı bir bedende olduğumuzu tepeden tırnağa hissederek sevineceğimiz bir yıl olsun, kendimizi çok sevdiğimiz, aynaya bakınca gülümsediğimiz.

İnsanların ve hayatın türlü karmaşasının bizleri, ilişkilerimizi, sevgimizi test etmediği bir yıl olsun diyeceğim ama bu hiç olmayacak, bunun yerine sevdiğimiz ile yan yana oluşumuz, hayattaki duruşumuz ve hayata akışımız, bakışımız sınandığında gülümseyecek kadar uyanık olsun dilerim. Kendine uyanık olmayanlar, bizim gülümsediğimizi anlayamadan aynı yerde öylece dursunlar, biz yumuşak manevralar ve iyi niyetle üzerimize gelen şeylerden sıyrıldığımızda, uyumadan önce yine sevdiğimizin kollarında, sevdiklerimizin yanı başında huzurlu, yeşil tarlalar hayal edebilelim. Bu huzur ve rüzgarla savrulmamak yaşamın değil, bizim de kendimize armağanımızdır, savrulmayacak kadar güçlü ve köklü bir ağaç olmak ancak bazı özlerde olandır.

Herkesi sevelim demek isterdim ama nefret ettiklerimiz de olacak elbet! Yine de kadın olmanın ince egosuyla, insan olmanın türlü hallerini birbirinden ayırabilecek bir ruh gözüne sahip olalım. Bir şeyi merak ettiğimizde bunu neden merak ettiğimizi kendimize soralım; eğer merak ettiğimiz şeyin cevabında bizim yaşamımıza değen, geliştiren, değiştiren bir şeyler yoksa o şeyi merak etmeyelim.

Sağlıksız iletişimleri sürdürmeyelim. Zayıf yanlarımızı besleyen iletişim biçimlerini egomuzun demirden pençelerine rağmen koparalım, geride bırakalım, canlandırmayalım.

Sevdiklerimizden vazgeçmeyelim, tüm toz toprağa, bazen yağmura ve fırtınalı günlere rağmen birbirinden vazgeçmediğini görmek güzel, güneşli bir günün değil koskoca güzel bir yaşamın da habercisi ve garantisidir de. Uzun yıllar geçtikten sonra göreceksiniz yan yana duran ağaçların kökleri birbirine dolanır, yaşamın öz suyunu birlikte alırlar topraktan. Rüzgar günün birinde birini yana eğse bile, toprağın altında diğerine sarılmış kökleri ile biri diğerini tutar, birlikte yeşillenirler ilkbaharda. Bunu da bir yerden duymuştum; köklerini göremezseniz insanların ilişkilerinin, köklerimizin sarılacağı kişiyi bulduğumuzda bunu anlarız ama köklerimizin dayanıklılığını anlamamız için mutlaka rüzgar çıkması gerekir.

Tercih yapalım. Dostluk, sevgililik, evlilik, aile aslında tercih yapmaktır. (Belki aile biraz dışında kalabilir) Güçle yanında duralım tercihlerimizin, onlara leke sürmeyelim, sürdürmeyelim.

Bu yıl iyice eğlenelim, öğrenelim. Kendimize gerçekten vakit ayıralım, çakraları makraları boş verelim doğaya açılalım eğer fırsat ve şartlar hazırsa karların üzerinde yuvarlanalım.

Metroda turnikenin üzerinden atlayalım, gözlüklerimizi, lenslerimizi atalım, iki ayağımıza farklı çoraplar giyelim. Zaaflarımızı ilk vestiyere bırakalım.

Sahilde bol bol yürüyüş yapalım, vapurlara öpücük yollayalım, sokakta gördüğümüz her hayvana selam verelim, pişman olacağımız şeyler yapmaktan kaçınalım diyemem çünkü hayat bu elbet pişman olacağımız şeyler de yapacağız bundan çekinmeyelim. Ne demişler; "hatasız kul olmaz, hatamla sev beni"

Bol bol mola verelim, dinlenmeden çalışılmaz.

Bu yazıyı sekiz arkadaşımıza gönderelim, başımız göğe erecektir.

Hayatın bize verdiği bu yeni şansı kahkahalarla karşılayacağımız bir yıl dilerim. 

2022 kapıyı çalınca onu kırmızılar içinde sevgiyle karşılayıp sitem yerine sevgiyle uğurlayalım.

Mutlu seneler!




 

Yorumlar

Popüler Yayınlar