Evim Sensin
3 Kasım Cumartesi saat 13:45 Ege Park'ın merdivenlerini koşturarak çıkıyoruz;
-Ayça: Geç kaldık ya daha biletleri alacağız pofff!
-Ben: Dur panik yapma! Biletleri netten aldık zaten elimizde sayılır, bir sorun yok. 10-15 dakika da reklam sürse geç kalmadık. Hem bizi içeriye almayacak insanı ben tanımıyorum.(Bir kaç dakika sonra, "neredeydi bu sinema salonu?")
Biraz bir şeyler atıştırılır ve dosdoğru sinemaya girilir. Kahkahalar atarak girdiğim hatta "Özcan Deniz'in filmi işte yeaaa" diye ağız burun kıvırıp sonunda salya sümük bir halde ağlayarak çıkıyorsam sinemadan bence film hakkını vermiştir.
Evim Sensin; orijinali Güney Kore yapımı A Moment To Remember filminden esinlenerek çekilmiştir. Leyla başından geçen bir ayrılık sonrası baba evine dönmüştür. Kalbi kırıktır ve çocukluğundan beri sorunlu bir ilişkileri olan otoriter babası Selim ile aralarındaki sorunları çözmeye çalışmaktadırlar. İskender ise küçük yaşlardan beri şanssız bir hayat yaşamış olan yetimhanede büyümüş ve hayatı boyunca hiç, evim diyebileceği bir yere sahip olmamış adamdır. Beklenmedik bir şekilde karşılaşan bu ikili onları aradıklarını bulmalarını sağlayacak bir aşkın içine sürüklenir, Leyla yaralarını sararken, İskender'in evi Leyla olur fakat bu güzel hikayenin böyle sürmesine engel olacak olaylar peşlerini bırakmaz... Kaynak: http://www.beyazperde.com/filmler/film-203662/
Bu arada azıcık eleştiri yapabilir miyim? Filmde içinde çalan yabancı müzik/müzikler gerçekten çok başarılı bir seçimdi öncelikle onu söylemeliyim ve tabii Fahriye Evcen'in sesiyle güzellik kattığı "Sen Yarim İdun" kesinlikle dinlediğim dakikadan itibaren tüylerimi diken diken etmeye ve beni ağlatmaya yetti...
İskender'in annesiyle yaşadığı travma çok iyi yansıtılmış ve bence gayet gerçekçi ve rahatsız ediciydi. Özcan Deniz'in hem oynayıp hem de yönetmen koltuğuna oturduğu diğer filmlerindekine benzer dozajda bir James Bond egosuyla performans sağladığına şahit oluyoruz. Leyla'nın babasıyla diyaloglarını da başarılı buldum. Aylardan da kasım olunca sinemada tutmama gibi bir şansı olmaz tabii neticede aşk filmi yahu!
O değilde ben halen ilk yarıda acayip güldürüp ikinci yarıda ağzımıza sıçmayı nasıl başardığını anlamış değilim zira arkadaşıma dönüp "acaba yanlış filme mi geldik?" bile dedim.
Kimilerine göre bir kaplumbağanın kabuğuna söylediğinde anlam kazanabileceği bir söz öbeği olsa da filmin sonlarında "benim evim sensin" dediğinde hıçkırmamak için kendimi kastığım sırf bu yüzden lanet bir baş ağrısı çekerek 2 gün boyunca zongi zongi dolaştığım bizzat kendi kendime "harakiri yapsam daha iyi ölürdüm" diye pöykürdüğüm mazoşist ruh hali sahibesi yapan sözdü beni benden alan... Bir insanın evi ne gecekondu ne 4 katlı bir villa ne de rezidans olmalı bir insanın evi sevdiği insanın yanı olmalı evet!
Her şeyi bir kenara bırakıp da objektif eleştirmeye çalıştığında 10 üzerinden 7-8 rahat alır diye düşünüyorum belki film eleştirmeni değilim ama ortada bir emek var sonuçta. Neyse halen izlemediyseniz bence gidin izleyin ama erkek arkadaş, sevgili adayı veya sevgili ile gitmemenizi tavsiye ederim çünkü salondan çıkarken oldukça ağlak gözüküyoruz. "Bu kız ne kadar ağlak ya tey Allaammm! Alt tarafı film üstelik uyarlama sen bunun orijinalini izle sonra tartışalım laflarına maruz kalabilirsiniz benden söylemesi. Ha bu arada Güney Kore yapımı filmi bende henüz izlemedim ve çok merak ediyorum acaba ne kadar esinlenmişiz diye??
Not: Filmin içinde çalan yabancı müzik/müzikler ismini bilen varsa Allah aşkına bana yazsın haydi bekliyorum, Görüşürüz...
Yorumlar