Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek!





Geçenlerde D&R'da gezinirken Sıla'nın yeni albümünü gördüm(bilmiyordum sürpriz oldu görünce şaşırdım severim Sıla'nın şarkılarını) albümün ismi hoşuma gitti "Konuşmadığımız Şeyler Var" gerçekten de o kadar çok şey var ki konuşmaktan aciz kaldığımız ya da korkup da konuşamadığımız...  Son zamanlarda şarkılara dikkat ediyorum da bu yönde bir "trend" aldı başını gidiyor; Sen sus hiçbir şey söyleme sen sus da gözlerin konuşsunla başladı, sustuklarım büyür içimde, öyle çok şey var ki içimde hep sustuk konuşmak yerine konuşmadığımız her ne varsa seninle bir damla gözlerimde, beni sevmediğin zamanlarda alıştım susmaya... gibi şarkı sözleri oldukça biz daha çok "susarız"  amacım eleştirmek değil şarkıları aksine severek dinlemişimdir lakin benim anlayamadığım nedir bu susma aşkı? Son olarak Cihan Hatipoğlu'nun "İçimdeki Şarkıyı Susturamazsın" müzikli kitabına denk geldim-bakın burada da bir suskunluk teması var ama bahsettiklerime zıt- bu kez susturamazsın beni deniliyor çok şükür! içimdeki yaşanmışlıkları, acıları, öfkeleri, kederi vs haykırıp duracaklar içimde şarkılar gibisinden ha bir de mesajı var bizlere "yarım kalan aşkların şarkıları asla yarım kalmaz" vay be güzel söz! O yüzden de içimde bir yerde sana ait şarkılarım var ve susturamazsın onları. Bilirim zordur aşk acısı insan o zamanlarda içinde kopan fırtınalara teslim olmamak için elinden ne geliyorsa yapmaya çalışır; kimi kaçıp uzaklaşır bulunduğu şehri terk-i diyar eder, kimi yazar günlerce aylarca hatta kitap olur yazdıkları yıllar sonra, kimi müzikle dindirmeye çalışır acısını, kimi hobi edinir bu şekilde avutmaya çalışır kendisini ama ortak payda ayrılıktır, acıdır tercihler farklı olsa da. Cihan Hatipoğlu'da geçmişte yaşadığı aşkın ardından yaralarını bu şekilde sarmaktan yana anlaşılan iyi de yapmış bence ortaya güzel bir kitap çıkmış gibi gözüküyor. Biz dönelim konumuza "susma sustukça sıra sana gelecek" diye yıllar önceden lambaları kapatıp açtığımız manidar bir slogan vardı hani şu dillere dolanan olan hatırladınız mı? Tamam gevezelik yapın bol bol demek değil bu ama daha fazla konuşmaya ihtiyacımız var gibi geliyor bana çünkü sustukça hep yanlış anlaşılıyoruz karşımızdakilerce bilmiyorum benim başıma sıkça geliyor bu durum mesela; en son bir arkadaşımla telefonda mesajlaşıyorduk beni kızdırdı ben de sustum, -kendimce bir protestoydu bu- cevap atmadım bir süre sonra döndü bana dedi ki mesajında: "benim gibi konuşkan birine susarak bir şey anlatamazsın" o an anladım ki en susulması gereken anlarda bile susmamalı insan.(Valla sonra pişman oluyorum sustuğuma yeaaa!) Oysa ben şimdiye kadar sineye çektiğim şeylerde hep susar, olacakları beklerdim uzaktan acaba ne olacak bu işin sonu diye, hem bize öğretilen de bu değil miydi yıllarca? "Susmak erdemdir" yavrucuğum. Hep sustuk da ne oldu bu zamana kadar be! Bizi sanallaştırdığı yetmezmiş gibi suskunlaştıran şu teknolojik devrime inat insanlar konuşa konuşa anlaşsın artık lütfen! Eskilerdeki gibi yine tüm aile bir araya gelse, konu komşu toplansa hoş sohbetler edilse yeniden (yaşıyorsak umut var). Neyse uzun lafın kısası birbirini anlamayan, yada yanlış anlamaya meyilli insanlar olduk çıktık ve ben bunda birbirimizle az konuşabilmenin etkisinin olduğunu düşünüyorum peki ya siz? Tabi düşünmeden konuşmamak dileğiyle diyorum ve yazımı noktalıyorum. Görüşmek üzere.

Yorumlar

Popüler Yayınlar